Sanat ile düşünce özgürlüğünün bittiği nokta

Merhabalar sevgili okuyucularımız .. Bu günkü köşe yazımda ; Bilindiği üzere son günlerde Türkiye’nin gündemine söylem yerindeyse şimşek gibi çakan vicdanları sızlatan İstanbul üniversitesindeki olaylara yer vermek istiyorum..

Olayları ilk önce oradaki eylemci olan marjinal güruhun özgürlük söylemleri ve fikirleri üzerinden ele alacağım .. Daha önce ” Karikatürler Ve Vicdani İnanç Hürriyeti İhlalleri ” adlı yazımdaki fikirlerime burada tekrardan değineceğim, çünkü bu sanat adı altında Kabe’ye yapılan iğrenç olay insanların kutsiyetlerine hakaret etmektedir ve bu noktada ise vicdani inançlar hürriyeti ihlal etmektedir.

Sanat sergi ya bu denecek kadar mahsum ve fikir özgürlüğü olabilir mi ?

Öncelikle belirtmem gerekir ki herkesin kabul etmesi gereken bir gerçek var ki ‘’ Bir insanın özgürlüğü başka bir insanın özgürlüğünü ihlal ettiği yerde bitmesi lazımdır ‘’ cümlesi .

Bu sanat adı altında yapılan düşünce ve fikir özgürlüğü söylemi ile savunulan iğrenç olayla milyarlarca insanın inandığı bir dine İslam’a hakaret etmeye kadar gitmektedir .

Oradaki resim Mesih, Meryem ana portresi Hristiyanların simgelerinden veya budistlerin putları olsaydı da bu noktada ise bir dine inanmak veya inanmamak gibi insanların temel özgürlüğü olan vicdani inançlar hürriyetini ihlal etmektedir . Sormak isterim bu nasıl sanat, düşünce ve fikir özgürlük olabilir ?

Köşe yazımı Kur’anı Kerimde olan bir ayet ile kapatmak isterim; Benim düşünceme göre insanların temel özgürlüğü olan vicdani inançlar hürriyetine vurgu yapan şu ayet olan En’âm Suresi – 108 de derki ” Allah’tan başkasına tapanlara hakaret etmeyin; sonra onlar da bilgisizlik yüzünden sınırı aşarak Allah’a hakaret ederler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini güzel gösterdik. Sonunda dönüşleri rablerinedir. Artık O, ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir. ”

Saygılarımla ..

Ömer Faruk YILMAZ